POLONYA-TÜRKİYE
Polonya ve Türkiye halkları 600 yıllık bir geçmişe sahip olması nedeniyle, bazı ortak değerlere sahip. Bunlardan bir tanesi de kullanılan kelimelerin ortaklığıdır.
AĞA-AGA: Sultanlık Türkiye'sinde askerlik unvanı. Türkler’de ve İranlılar’da Leh dilindeki pan (bey) karşılığı kullanıldığı belirtilmektedir. Eski dilde kalmış, günümüzde kullanılmamaktadır.
BAHŞİŞ-BAKSZYSZ: Hediye olarak verilen şey. Lehçe kaynaklarda kelimenin Farsça kökenli olduğu fakat, Lehçeye Türkçeden geçtiği kaydedilmektedir. Hâlâ aynı anlamda kullanılmaktadır. Türkçe – Lehçe benzer kelimeler.
BEY-BEJ: Eskiden Türkiye’de sivil ve askeri memurlara verilen unvan. Türklerin Tunus'u yönettikleri dönemde Fransızcaya da geçtiği ve başkanlık, şeflik anlamında kullanıldığı belirtilmektedir. Günümüz Lehçesinde gençler arasında argo boyutunda durumu iyi ve hiçbir şey yapmayan, çalışmayan anlamında kullanılmaktadır.
BEYLERBEYİ- BEGLERBEJ: Osmanlı devlet yönetiminde taşrada vezirin yetkisini yürüten kimse olarak tanımlanmakta ve Türkçedeki anlamıyla kullanılmaktadır. Eski dilde ve tarih metinlerinde kalmıştır.
HARAÇ- HARACZ: Eski edebiyat dilinde, özellikle romanlarda, tarih metinlerinde geçmektedir. Günümüzde sadece mafya ve polis çevreleri tarafından Türkçedeki anlamıyla kullanılmaktadır.
HAMAM -HAMAM: Türkçedeki anlamıyla hâlâ kullanılmaktadır.
HAN-CHAN: Hâlâ kullanılmaktadır.
KADI- KADEJE: Türkçedeki anlamıyla eski Lehçede savcı anlamında kullanılmıştır.
KERVANSARAY- KARWANSERAJ: Türkçedeki anlamıyla hâlâ kullanılmaktadır.
MASKARA-MASZKARA: Kelimenin Arapçadan geldiği kaydedilmektedir Fakat Türkologlar bu kelimenin Türkçeden geldiğini düşünmektedirler. Günümüzde çirkin insan ve mimaride de çok çirkin heykel anlamında kullanılmaktadır.
PADİŞAH-PADYSZACH: Lehçeye Türkçeden gelen bu kelimenin Farsça kökenli olduğu kaydedilmektedir.Tarih metinlerinde ve edebiyat dilinde hâlâ kullanılmaktadır.
BAYRAM- BAJRAM: Eskiden yazı dilinde kullanılmış günümüzde kullanılmamaktadır.
DERVİŞ- DERWİSZ: Türkçedeki anlamıyla günümüzde de kullanılmaktadır.
EZAN-EZAN: İslam dinini bilmeyenler, ezan için müezzin şarkı söylüyor, demektedirler. Ancak Irak'taki savaşla bu kelime yeniden günlük hayatta duyulmaya başlandı.
GAVUR- GİAUR: Farsçadan Türkçeye geçtiği kaydedilen bu kelimenin Lehçeye Osmanlı Türkleri tarafından taşındığı belirtilmektedir. Günümüzde de kullanılmaktadır.
HOCA- HODZA: Bu kelimenin de Farsçadan Türkçeye geçtiği ve Osmanlılar tarafından Lehçeye taşındığı belirtilmektedir. Hâlâ kullanılmaktadır.
KISMET- KİSMET: Kelimenin Arapçadan Türkçeye geldiği Türkçeden Lehçeye geçtiği kaydedilmektedir. Günümüzde de kullanılmaktadır.
MES- MESZTY: Hâlâ yumuşak inceltilmiş deriden kadın çizmeleri için kullanılmaktadır.
MESCİT- MECZET: Arapçadan Türkçeye, Osmanlılar aracılığıyla da Lehçeye taşındığı kaydedilmektedir. Türkçedeki hem cami hem de mescit karşılığı kullanılmaktadır.
MİNARE- MİNARET: Türkçedeki anlamıyla hâlâ kullanılmaktadır. Arapçadan Türkçeye oradan da Lehçeye geçmiştir.
MÜEZZİN- MUEZİN: Arapçadan Türkçeye Türkçeden de Lehçeye geçtiği kaynaklarda belirtilmektedir. Günümüzde kullanılmaktadır.
NAMAZ-NAMAZ: Kelimenin Farsçadan Türkçeye oradan da Lehçeye geçtiği kaydedilmektedir. Sadece yazılı metinlerde geçmekte konuşma dilinde kullanılmamaktadır.
RAMAZAN-RAMADAN: Kelimenin Türkçeden Lehçeye geçtiği kaydedilmektedir.
ŞEYH- SZEJK: Lehçeye girdiği günden beri Türkçedeki anlamıyla kullanılmaktadır.
TÜLBENT-TURBAN: Kelimenin Farsçadan Türkçeye oradan da Lehçeye geçtiği kaydedilmektedir.Günümüzde, erkeklerin başlarına örttükleri serpuş anlamında kullanılmaktadır.
BARIŞ- BORYSZ: Alışverişte para ya da yemek ikramı anlamı vardır. Türkçedeki anlamından tamamen başka bir anlam verilmiş, bugün kullanılmamaktadır.
BOZDOĞAN- BUZDUCHAN: Türkçedeki anlamıyla bir silah çeşidi veya sembol olarak hâlâ kullanılmaktadır.
CİDA- DZİDA: Eski bir silah. Günümüzde, çocukların birbiriyle sopalarla, Türkiye’deki kılıç kalkan oyununa benzer tarzda oynadıkları oyuna cida denmektedir. Bugünkü Lehçede dzida sözü sivri av aletleri için de kullanılmaktadır.
CİRİT- DZİRYT: Eski zamanlarda kullanılan ucunda sivri demir bulunan ve hayvan avlamaya yarayan alet. Bugün bazı Afrikalı gruplarda bulunduğu kaydedilmektedir. Kelimenin Arapçadan Türkçeye geçtiği şeklinde kaynaklarda yanlış bilgi bulunmaktadır. Günümüzde kullanılmamaktadır.
KALKAN-KALKAN: Türkçedeki anlamıyla, Polonya’da 16. yüzyıldan 19. yüzyılın sonuna kadar yaygın olarak kullanılmıştır. Günümüzde tarih ve sanat tarihi ile ilgili metinlerde kullanılmaktadır.
OK-LOK: Türkçedeki anlamıyla günümüzde de kullanılmaktadır.
PAZAR-BAZAR: Kaynaklarda kelimenin Türkçeden değil, Farsçadan geldiği belirtilmektedir. Ancak bize göre kelime Osmanlı tüccarları tarafından Lehçeye taşınmıştır. Bu konuda Polonyalı Türkologlar da bu görüşü doğrulamaktadır. Günümüzde de kullanılmaktadır.
SALTANAT-SULTANAT: Türkçedeki anlamıyla tarihle ilgili eserlerde hâlâ kullanılmaktadır.
SİPAHİ-SPACHİ: Türkçedeki anlamıyla atlı askerler olarak hâlâ kullanılmaktadır.
ÇERGE-DERKA: Kalın battaniye, atların üzerilerine atılan ve bacaklara kadar inen örtü. Yolculukta kullanılır. Kaynaklarda kelimenin Türkçeden Ukraynacaya oradan da Lehçeye geçtiği kaydedilmektedir. Aynı anlamda günümüzde de kullanılıyor. Ayrıca kapüşonlu ve büyük düğmeli, dizlere kadar uzanan kadın mantosuna da bu ad verilmektedir.
TABUR- TABUN: Türkçeden Ukraynacaya oradan da Lehçeye geçtiği kaydedilmektedir. Günümüzde bu söz kalabalık, düzensiz, saldırgan insan grubu anlamında kullanılmaktadır.
AŞIK- ASZYK: Halk şairi anlamında sadece oryantalistler kullanmaktadırlar.
BEDESTEN- BEZYSTAN: Değişik malların satıldığı fuar yeri olarak kullanılmıştır.
TORBA-TORBA: Türkçe’deki anlamıyla günümüzde de kullanılmaktadır.
BAKLAVA- BAKLAWA: Türkçedeki anlamıyla kullanılmaktadır.
DÖNER-DONER: Avrupa dillerinin çoğunda olan döner kelimesi Lehçede de Türkçe söylenişine çok yakın bir şekilde kullanılmaktadır.
HAVYAR-KAWİOR: Türkçedeki anlamıyla hâlâ kullanılmaktadır.
KAYMAK-KAJMAK: Türkçedeki anlamıyla hâlâ kullanılan bu kelime, Rusçadan Lehçeye, Rusçaya da Türkçeden geçmiştir.
KEBAP-KEBAB: Bu kelime dünyanın pek çok dilinde kebap olarak kullanılmaktadır.
MANGAL-MANGAL: Türkçedeki anlamıyla eski Lehçede kullanılmıştır. Günümüzde de kullanılmakla beraber, grill kelimesi daha yaygındır. Polonya köylüleri hâlâ mangal kullandıkları gibi, ayrıca kömürlerin üzerine mangal yazmaktadır.
LOKUM-RAHAT LOKUM: Türkçedeki anlamında ancak kelimenin başına rahat sözü eklenerek kullanılmaktadır. Bu da Osmanlı döneminde rahat-ı lokum ifadesinin olduğu gibi Lehçeye taşındığını göstermektedir. Türkçedeki lokum sözcüğü Lehçede rahat lokum olrak kullanılmaktadır.
ŞERBET-ŞORBET: Kelimenin Arapça kökenli olduğu Lehçeye Türkçeden geçtiği kaydedilmektedir. Hâlâ kullanılmaktadır.
TÜTÜN-TYTON
YOĞURT-JOGURT: Dünyadaki pek çok dilde olduğu gibi Lehçede de Türkçe yoğurt kelimesi vardır ve hâlâ kullanılmaktadır.
BAŞLIK-BASZLYK: Kalın kumaştan yapılan başı ve boğazı soğuktan koruyan başlık. Eski Rusçada da kullanıldığı belirtilmektedir.
BAŞMAK- BACZMAGİ: 17. Yüzyılda Polonya’da çok yaygın olarak kullanılan, Osmanlı modası giysilerden uzun, boğazlı diz altına kadar çıkan deri çizme. Günümüzde de kullanılmaktadır.
ÇARŞAF- CZARCZAF: Kelimenin Farsçadan Türkçeye, Türkçeden de Lehçeye geçtiği kaydedilmektedir. Örtünen kadınlar için hâlâ kullanılmaktadır.